Wednesday, May 03, 2006

Beslan Gerçeği

Beslan: Yetkililerin bize açıklamadıkları şeyler

Osetya’nın Beslan köyünde yaşanan trajik olayların üzerinden yarım yıl geçti. Bu trajedi o kadar korku vericiydi ki dünyanın bir çok ülkesindeki insanlar bu olayı hatırladıkça hala ürperiyor. Mesela Fransa’da yapılan bir araştırmada halkın yüzde 30’unun Beslan’daki olayı yılın en unutulmayacak olayı diye değerlendirdiği ortaya çıktı. Halbuki Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bunu üzerinde durulacak önemli bir şey olarak saymadı.

Havadaki toz toprak artık yere çöktüğünde, yetkililer aceleyle bu kadar çok sayıda rehinenin ölmesi sebebini Rehinecilerin kurdukları bombalardan birinin patlaması sonucu olduğunu halka inandırma yarışı içine girdiler. Açıklamaların resmi versiyonuna göre Özel kuvvetler ilk bombanın patlamasından 17 dakika sonra helikopterlerle olay yerine gelmişti ve hazırlanmadıkları bir operasyonu gerçekleştirmek zorunda kalmışlardı. Bu onlar için Özel kuvvet birimleri ve rehineler arasındaki büyük kayıpları açıklamaya yetiyordu. Hatta patlama için cazibeli bir sebep te bulunmuştu, Genel savcı, Ustinov’a göre teroristler(*) uyuşturucu bağımlısıydı: Beraberlerinde getirdikleri eroin bitmiş; ve krize girmişlerdi. Artık dayanamayacak hale gelen ve kuduran teroristler(*) düğmeye basmıştı.

Halbuki FSB gizli servisinin başı, Patrushev, bu eroin versiyonuna katılmıyordu. Rusya meclisi, Duma’ya yaptığı açıklamada teroristlerin(*) anfitamin bağımlısı olduklarını söyledi, ki anfitamin kullanımı insanları eroin gibi krize sokmuyordu. Bölge Baş Savcısı Chekist’in yapması gereken muhtemelen şu görevler vardı: ilk olarak patlamanın sebebini bulmak, ikinci olarak teroristlerin(*) neden bu kadar geç etkisiz hale getirildiklerini bulmak.Ama besbelli ki yetkililer teroristlerin(*) kullandıkları uyuşturucunun adını bile koymakta zorlanırken yapacakları açıklamalar herkese inandırıcı gelmeyecekti. Peki Eylülün 3’ünde Beslan’da tam olarak ne olmuştu?

Rus yetkililer yaptıkları bütün açıklamalarda düzenlenen kurtarma operasyonunun önceden planlanmadığına dair yeminler etseler de, bu operasyonun önceden planlandığını bizlere gösterecek yeterince gerçek var. İlk olarak, okula halkın yaklaşmaması için oluşturulan kordonun genişletilmesi, bu büyük bir rastlantı ile, rehin alma olayının sonlarına doğru gerçekleşmişti. Çeşitli kaynaklardan aldığımız bilgiye göre, insanlar okuldan iki kere uzaklaştırıldı: rehin alma eyleminin ikinci günü akşamı, ve üçüncü günü sabahı.

Okula yapılacak kurtarma operasyonunun yaklaştığını bize gösteren ikinci işaret te Kuzey Osetya’daki hastahanelerin çok sayıda yaralıya hizmet verebilecek şekilde hazırlanmasıydı. Fransız gazetesi Liberation hastahanelerin bu talimatı 3 ncü günün sabahı, operasyon başlamadan önce aldığına dair dökümanları ele geçirmeyi başardı. Ve, son olarak olay bölgesine zırhlı araçların gönderilmesi, 58 nci orduya ait zırhlı araçların bir kısmı ikinci akşam Beslan’a gönderildi. Bunu herkes gördü.

Açıklamaların resmi versiyonunda ilk patlamanın okulun içinde meydana geldiği söyleniyordu, bu herkeste daha fazla süphe uyanmasına sebep oldu. Saldırıdan hemen sonra, 58 nci ordu mühendislerinin komutanı, Nabiev, bomba imha ekiplerinin asilerin spor salonuna döşedikleri zincirleme patlayıcıları etkisiz hale getirmeye başladıklarını duyurdu. Bu açıkça gösteriyorki, bomba imha ekipleri bunu yaptılarsa o zaman mücahidler, döşedikleri bombaları patlatmamışlardı. Gelen ilk büyük patlama sesi onların yaptığı bir şey değildi. Yani binayı onlar havaya uçurmamıştı.

Khakasya Rus Cumhuriyetinin başkanı, Aleksey Lebed, o sırada meydana gelen bu büyük patlamanın “bizimkiler” tarafından yapıldığına son derece ikna olduğunu söylemişti. Eğer rehin eylemini gerçekleştirenler bu patlamaya sebep olmuş olsalardı, döşedikleri 18 bomba birden patlardı. Ama sadece bir patlama gerçekleşmişti. Herhangi bir bomba uzmanı bu bilgiyi tasdik edecektir, zincirleme döşenen 18 mayından birinin ayrı olarak, rastlantısal patlaması imkansızdır. Ya hepsi patlar, yada hiç biri patlamaz. Spor salonunun duvarlarında asilerin döşediği mayınların yada bombaların patlamasıyla oluşacak şarapnel parçalarına da rastlanmamıştı. Diğer bir deyişle, mücahidler döşedikleri mayınları patlatmadı. O zaman bu patlamalara ne sebep oldu, bu patlamalardan kim sorumluydu, ve bu patlamalar tam olarak nerede gerçekleşmişti?

Beslan sakinlerinden biri, German Revasov, ki kendisi rehineleri okuldan çıkarmaya yardım edenlerden biridir, bizlere tanık olduğu gerçekleri anlattı: “Okuldaki insanlar genel olarak çatının çökmesi sonucu ölmüştü. Dışarı çıkamamışlar, havasızlıktan boğulmuşlar ve yanarak ölmüşlerdi. Dışarıya bir çocuk çıkardım – gözleri kurumuştu. Ama üzerinde herhangi bir şarapnel yarası, bomba parçası göremedim.“. Revasov, spor salonundaki ölülerin hiç birisinin vücudunda şarapnel yarası olmadığını gözlemlemişti, yani onlar bir patlamanın etkisiyle ölmemişlerdi, onlar yangın sonucu ve yanarak çöken çatının parçaları altında kalıp ölmüşlerdi. O zaman o çatı neden çöktü?

Rus gazetesi Novaya Gazeta, spor salonunun çaprazındaki binanın çatısında kullanılmış bomba mermisi kovanları bulmayı başardı. Ve, eğer teroristler(*) döşedikleri bombaları patlatmamışa, ve çocuklar yangın sonucu ölmüşse, o zaman sonuçlar kendi kendisini açıklıyordu: okulun çatısına rus güçleri tarafından yangın bombaları ve basınç tesirli bombalar atılmıştı. Ve bu gerçek, yapılan resmi açıklamamın tamamen gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyordu, ki Rus halkı Beslan’da 1-3 Eylül tarihleri arasında yaşananlarla ilgili olarak Rus Hükümetinin yaptığı resmi açıklamayı yutmuştu.

Teroristlerin(*) hiçbir talep te bulunmadıklarına dair yapılan resmi protestoların, açıklamaların aksine, Şamil Basayev’in internette yayınlanan bildirisine göre, aslında bazı talepler olduğunu biliyoruz. Rehine eylemini gerçekleştirenler tamamen politik taleplerde bulunmuş, Çeçenistan’daki savaşı sona erdirmek için Şamil Basayev’in kendilerine verdiği planı dile getirmişlerdi. Liderleri yolladığı notta, ki bu not 1 Eylül’de okulun camından verilmiş, ve ertesi gün arabulucu Ruslan Aushev’in eline geçmişti, teroristlerin(*) lideri Rus hükümetine, Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanımaları, buna karşılık ta Çeçenistan’ın Bağımsız Devletler Topluluğu BDT’ye üye olması ve Rusya ile Çeçenistan arasında bir savunma anlaşması imzalanması önerisini sunmuştu. Şamil Basayev bu şekilde Bağımsız İçkerya’nın (ayrılıkçı Çeçenistan’ın) Rusya ekonomik bölgesi içinde kalmasını öngörmüş, savaşçıları eğittikleri kampları kapamaya söz vermiş, ve ayrıca yetkisini ve etkisini kullanarak diğer Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerindeki anti-Rus İslamcı hareketleri bastırmayı önermişti.

Ama, notu okuduktan sonra Putin Basayev’e yine hızlı bir şekilde yanıt verdi, yaptığı televizyon açıklamasında Kafkas’lardaki kırılgan dengenin bozulmasına izin vermeyeceğini söyledi. Ve, hemen aynı gün, 2 Eylül’de, tanklar Beslan’a getirilmeye başlandı.

Beslan olayını soruşturmakla görevli olan Rusya parlementolar arası komisyonu, ele geçirdiği delillerin baskısı altında, Rus özel harekat güçlerinin ve ordu birliklerinin Beslan olayını bastırmak için tankları, alev fırlatıcılarını (Yangın silahı), ve tüfeklerden atılan bombaları (Boş kovanları çatıda bulunmuştu) kullandığını 12 Ekim’de resmi olarak açıklamak zorunda kaldı.

Operasyon komutanların emriyle, yerel saatle 13:00’da acil durumlar bakanlığına ait araçların daha önce ölmüş olan rehinelerin cesetlerini almak için okula yaklaşmasıyla başladı. Araçlarla birlikte Alfa ve Vimpel özel birliklerinden oluşmuş, 3 özel harekat timi de okula yaklaştı. Bunlar araçları karşılamak için dışarı çıkan teroristlere(*) ateş açtılar ve sonra da binaya girmeyi denediler. Ama teroristler(*) geri çekilip binaya dönmek yerine, dışarı çıkıp özel birliklere saldırdı. Basayev’in açıklamasına göre teroristlerin(*) tam olarak bunu yapmak için talimat aldıkları gayet açıktı.

O sırada spor salonunun çatısına, orada bulunabilecek keskin nişancı teroristleri(*) öldürmek için özel yangın bombaları atıldı. Salon girişine yakın bir yere de bomba atılarak duvarda bir delik açıldı, patlama camların kırılmasına da sebep oldu. Bu, rehinelerin hızlı bir şekilde okuldan çıkmaları için yapılmıştı.

Bu arada geri kalan okul binası için verilmekte olan savaş daha da korkunç bir hale geldi. Özel birliklerin operasyonu ilk başlatan 3 öncü timi komutanlarıyla birlikte (FSB Albayı Oleg İlyin, Alfa özel harekat timinden binbaşı Aleksandır Petrov, ve yarbay Dimitri Ratsumovsky) mücahidler tarafından neredeyse tamamen yok edildiler. Bunun da açıklaması şöyleydi, özel timler sürpriz bir saldırı hazırlamak isterken, kendileri sürpriz saldırının hedefi olmuştu. Kendileri çok savunmasız (?) kalmışlardı. Tabi o kadar silahla nasıl savunmasız kalıyorlarsa?
İlk saldırıdan hayatta kalmayı başaran teroristler(*) camlardan atlamışlar, her yöne dağılarak özel harekat timleriyle çatışmaya girmişlerdi.

Aslında buraya kadar gelişen olayları okuyan herkes Rus özel birliklerinin bu operasyonunun başarısızlığa uğradığını anlamıştır. Operasyonda çok sayıda rehinenin öleceği düşünülüyordu, ama operasyonun başarısızlığı rehinelerin çoğunluğunun ölmesine sebep oldu. Onlar Rus Özel harekat timlerinin kullandığı bombalar ve açtıkları kontrolsüz ateşler sonucu öldüler. Özel harekat timlerinin çok kayıp vererek başarısız olduğunu gören operasyonu yöneten komutanların tankları yollamaktan başka bir seçenekleri kalmadı, tanklar okulu bombardımana tuttu, hem geriye kalan teröristleri(*) hem de rehinelerin geri kalanını öldürdüler.

Açıkça görülüyorki Rus hükümet yetkilileri Kuzey Osetya sakinlerine bu gerçekleri hiçbir zaman anlatmayacaklar. Çünkü onlar Oset’lerin Rus yetkililerinin rehinelerin hayatına verdikleri değerin, teroristlerin verdiğinden daha az olduğunu kavramalarından korkuyorlar. Çünkü Osetya’lılar bu gerçekleri bilseler halihazırdaki Rus rejimine karşı en uzlaşmaz savaşçılara dönüşebilirler.



Andrei Smirmov
Prima-News Rusya